Uluslararası Af
Örgütü bugün yayınlanan yeni raporunda, büyük çoğunluğu
Suriye ve Afganistan gibi çatışmaların sürdüğü ülkelerden
gelerek Yunanistan üzerinden Avrupa Birliği’ne ulaşmaya çalışan
mülteci ve göçmenlerin, Yunanistan sınır ve sahil güvenlik
güçleri tarafından hukuka aykırı bir şekilde Türkiye’ye geri
gönderildiklerini açıkladı.
40
sayfalık “Avrupa’nın
Sınırında: Yunanistan’ın Türkiye Sınırında İnsan Hakları
İhlalleri” adlı
raporda, Yunanistan yetkililerinin, göçmenleri gruplar halinde,
tehlikeli bir şekilde Türkiye’ye “geri-itme” uygulamaları
inceleniyor. Geri-itme
(toplu sınır dışı) uygulamaları sırasında sınırı
geçenlerin bireysel durumları göz önünde bulundurulmuyor ve
sınır dışına karşı kendilerine herhangi bir itiraz hakkı
tanınmıyor.
Rapor
Türkiye’den Yunanistan adalarına geçmeye çalışan mülteci ve
göçmenlerin tehlikeli yolculuğuna dikkat çekiyor; Yunanistan’a
geçmeyi başaranların çoğunlukla karşı karşıya kaldıkları
son derece kötü tutulma koşullarını inceliyor.
Meriç Bölgesi'nde bulunan mülteci ve sığınmacıları için olan Fylakio gözetim merkez |
Mart’tan bu
yana Uluslararası Af Örgütü, Yunanistan ve Türkiye’de yaklaşık
30 kişi ile yaptığı görüşmelerde en az 39 faklı geri-itme
vakasına dair ifadeler topladı. Görüşülen kişiler Ege’yi ya
da iki ülke arasındaki Meriç Nehri boyunca kuzeyde uzanan kara
sınırını geçmeye çalışırken Türkiye’ye geri itildiklerini
ifade ettiler.
Görüşülen
mülteci ve göçmenlerin hemen hemen hepsi kendilerinin ya da
birlikte yolculuk yaptıkları diğer kişilerin Yunanistan
yetkilileri elinde şiddet ve/veya kötü muameleye maruz kaldığını
anlattı. Birçoğu, yetkililerce aralarında para, aile fotoğrafları
ve aile yadigârı gibi şeylerin de olduğu kişisel eşyalarına el
konulduğunu ya da bazen bunların denize atıldığını söyledi.
Uluslararası Af
Örgütü, Avrupa ve Orta Asya Direktör Yardımcısı Jezerca
Tigani, “Yunanistan sınırında olanlar sadece Yunanistan için
değil, bir bütün olarak Avrupa Birliği için utanç kaynağıdır.
Topladığımız geri-itme iddialarının sayısı oldukça endişe
verici. Bu sayı, yasa dışı olmasına rağmen, Yunanistan
yetkililerinin düzenli olarak bu yöntemi uyguladığına işaret
ediyor. Geri-itme uygulamaları ayrıca insanların hayatını ciddi
bir şekilde tehlikeye attığı için son derece tehlikeli” diye
konuştu.
Uluslararası Af
Örgütü tarafından toplanan ifadeler, Ege Denizi’nde
gerçekleştirilen geri-itme uygulamalarında Yunanistan sahil
güvenlik görevlilerinin insan hayatını açık bir şekilde hiçe
saydığını gösteriyor. Deniz üzerinden Yunanistan’a geçmeye
çalıştığını ifade eden 14 kişinin 13’ü, Türkiye’ye geri
itilirken Yunanistan sahil güvenlik teknelerinin kendi şişme
botlarına çarptığını, botlarının sahil güvenlik
görevlilerince bıçaklandığını ya da geri-itme uygulaması
sırasında neredeyse alabora olduğunu anlattı. Bazıları
motorlarına hasar verildiğini, küreklerinin alındığını ve
öylece denizin ortasında bırakıldıklarını söylediler. Meriç
Nehri’ni geçtikten sonra yakalanıp geri itildiklerini anlatanlar
da hayati tehlike taşıyan benzer uygulamalara maruz kaldıklarını
rapor ettiler.
Geçen yıl
Yunanistan’ın Meriç Bölgesi’ndeki kara sınırına 10,5
kilometre uzunluğunda tel bir duvar çekmesi ve buraya yaklaşık
2.000 ek sınır güvenlik görevlisi sevk etmesiyle, mülteci ve
göçmenler daha tehlikeli olan Ege denizi rotasını tercih etmek
durumunda kalıyorlar. Geri itilme tehdidinin yanı sıra, geçen
yılın Ağustos’undan bu yana aralarında kadın ve çocukların
da olduğu ve çoğunluğu Suriyeli ve Afganlar’dan oluşan 100’den
fazla kişi Yunanistan’a ulaşmaya çalışırken boğularak
hayatını kaybetti.
Tigani, “Hava
durumunun iyileşmesiyle ve Suriye, Afganistan, Irak ve Somali’deki
çatışmalar sürdükçe, daha fazla insanın bu tehlikeli yolculuğa
çıkmasını ve benzer trajediler ile ne yazık ki daha fazla
karşılaşmayı bekliyoruz” dedi.
Yunanistan’a
ulaşabilenler ise rutin olarak karanlık ve kirli hücrelerde uzun
süre idari gözetim altında kapatılıyorlar. Uluslararası Af
Örgütü’nün konuştuğu insanların çoğu yaklaşık dokuz
aydır parmaklıklar ardındaydı. İdari
gözetim altında tutulanlar içinde sağlık problemleri de oldukça
yaygın.
Tigani, “Mülteci
ve göçmenlerin tutulduğu koşullar genelde dehşet verici. Aslında
o hücrelerdeki insanları ziyaret ederken, gerçekten AB’de
olduğumuzu hatırlamakta zorlandık. Bu kişilerin çoğu çatışma,
yoksulluk ve açlıktan kaçarken Yunanistan’da kendilerini
karanlık, kirli ve rutubetli ortamlarda, yeterli yiyecek olmadan,
temiz havaya bile erişimleri son derece kısıtlı bir şekilde
kapatılırken buluyorlar. İdari gözetim altındakilerin bazıları,
hücrelerinde tuvalet olmadığı için tuvalete gitmek
istediklerinde polisi çağırmak zorunda kaldıklarını, ancak
bazen çağrılarına saatlerce cevap gelmediğinden idrarlarını
şişelere yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Diğerleri ise
üzerinde yattıkları nevresimlerin aylardır yıkanmadığını;
sabun, şampuan ya da ped benzeri hijyen ürünlerine kısıtlı
erişimleri olduğunu dile getirdi” dedi.
Uluslararası
Af Örgütü, Yunanistan yetkililerini, geri-itme uygulamalarına
derhal son vermeye ve toplu sınır dışı ile kötü muamele
iddialarını soruşturarak, sorumluları yargılamaya çağırıyor.
Örgüt, ayrıca yetkilileri sınırı geçerken yakalanan herkesin
uluslararası korumaya ilişkin taleplerini bireysel olarak
değerlendirmeye çağırıyor. Uluslararası Af Örgütü, ülkede
düzensiz göçmen ve sığınmacıların ayrım gözetilmeksizin
uzun süreli olarak idari gözetim
altına alınmalarına son verilmesini ve idari gözetime
alternatif tedbirler geliştirilmesini
talep ediyor.
Burada, AB’nin
de oynaması gereken bir rol var. AB, Yunanistan’a sınırlarını
kapatmak yerine mülteci ve sığınmacılar için kabul koşullarını
iyileştirme konusunda destek vermeli. AB ayrıca mülteci ve
göçmenlerin sorumluğunu paylaşmanın yeni yollarını bulmalı.
Tigani,
“Sınırlarını kontrol etmek elbette ki Yunanistan’ın yetkisi
dâhilinde. Fakat bu yetki Avrupa’da güvenlik ya da daha iyi bir
yaşam bulmaya çalışanların insan hakları pahasına
kullanılamaz. Yunanistan ve Avrupa’daki milyonlarca insan için
zor zamanlardan geçiyoruz; fakat bu durum mültecilerin ve
göçmenlerin gördüğü muamele için bir bahane olamaz. AB üyesi
diğer devletler Yunanistan’ın kapılarında bekçi gibi hareket
etmesinden oldukça mutlu görünüyor. Ancak Yunanistan sınırındaki
uygulamalar nedeniyle, Avrupa ülkelerinin bir yandan dışarıda
barış için baskı yaparken, diğer yandan Avrupa’da güvenlik
arayan insanlara iltica hakkı tanımaması ve onların hayatlarını
riske atması acı bir ironi olarak karşımızda durmakta. AB şimdi
harekete geçerek sınırlarındaki insan hakları ihlallerini
durdurmalı” dedi.
1.33
MB
|
|
Frontier Europe Human Rights Abuses on Greece’s border with Turkey.pdf | 466.66 KB |
9 July 2013